NEREDE KONAKLAMALI?
Biz Strazburg'da 3 gece boyunca Grande Île'ye çok yakın mesafede bulunan Hôtel Diana Dauphine'de konakladık. Şehrin en görülesi bölgesi burası olduğundan Grande Île civarında konaklamanız gayet mantıklı bir seçenek. Seyahat planınıza göre tren istasyonuna daha yakın bir bölgede konaklamanız da mümkün. Strazburg'un tarihi merkezi Grande Île için bir tam gün yeterli olsa da Avrupa Parlamentosu ve civarını da göz önünde bulundurursak rahat rahat gezebilmek için seyahat planınızı yaparken 2 gün ayırmanızı tavsiye ederiz.
TATİL DELİLERİ STRAZBURG'DA! :)
 |
| Palais Rohan (Rohan Sarayı) |
Aslında bizi Strazburg'a sürükleyen şey Colmar'ı görme isteğiydi. Strazburg'da 3 gece konaklayıp bir günü Strazburg'a, diğer günleri de git gel yaparak Colmar ve Obernai ile Freiburg'a ayırmıştık. Strazburg'a Köln'den gece yolculuğu yaparak (1 gece otel konaklamasından yırtmanın en güzel yolu) otobüsle (her zaman, her yerde, en büyük, Flixbus) gitmiştik. Eğer planı şu an yapıyor olsaydık, Köln'den bir gün çalıp seve seve Strazburg'a ayırabilirdik.
Gece yolculuğu dediğimize bakmayın, yol çok uzun olmadığı için (yaklaşık 5 saat) 22.05.2017 tarihinde sabahın beşinde otobüsten indiğimiz
Parc de l'Étoile'e 400m mesafede bulunan
Hôtel Diana Dauphine'e baskın yaptık. Uykulu gözlerle bize bakan, işe yeni başlamış görevli arkadaş da boş bulunup bize o saatte oda anahtarını verdi. Sonrasında daha makul bi' saatte
Strazburg'u keşfetmek için dışarı çıkarken otel müdürü önümüz kesip haklı olarak check-in saatinin 14:00 olduğunu, o saatte odanın normalde verilemeyeceğini söyledi ve hemen ardından ekstra bir gecelik ücret talep etti (bu bizde sülalemize edilmiş küfür etkisi yarattı tabii). Biz de haklı olarak görevli arkadaşın odayı vermesi için bi' talepte bulunmadığımızı, valizimizi bırakıp lobide biraz dinlendikten sonra çıkıp dolaşacağımızı ve check-in saatinde odaya yerleşeceğimizi, ancak arkadaşın bize böyle bi' güzellik yapmasıyla minnettar bi' şekilde odamıza yerleştiğimizi ifade ettik (biz o 1 geceyi ödememek için otobüs yolculuğu yapmışız, yer mi Anadolu kaplanları). :) Bi' on dakikalık karşılıklı hamlelerden sonra olayı tatlıya bağlayıp ödeme yapmadan konuyu kapattık. :) Ama bu yanlış anlaşılma dışında otel ile ilgili her şey çok iyiydi.
Sabahın erken saatlerinden itibaren tüm gün boyunca Strazburg bizimdi artık. :) Şehrin tarihi merkezi Grande Île'ye (Büyük Ada) yürüyüp Ill Nehri'ni ve etrafındaki yapıları görünce bizi çok güzel şeylerin beklediğinin farkına varmıştık.
 |
| Musée historique de la ville de Strasbourg |
 |
| L'Ancienne Douane |
Sağımızda Musée historique de la ville de Strasbourg (müze pazartesi günleri kapalı, diğer günler 10:00-18:00 saatlerinde açık, giriş ücreti ise €6,5), solumuzda ise şehrin ünlü tarihi yapılarından, şimdilerde restoran olarak kullanılan L'Ancienne Douane bulunuyordu.
 |
| "RockStar"lık bizde baba mesleği :) |
Bu arada pembe saçlarımız burada İzmir'de olduğundan daha fazla dikkat çekti. Biz L'Ancienne Douane'e doğru fotoğraf çektirmeye çalışırken bizimle fotoğraf çekinen, bizi çekmek isteyen, karşıdan "bunlar da ne ayak?" edasıyla bakan bi' sürü insan bize kendimizi rockstar gibi hissettirdi. :) Oralarda ünlüyüz artık. "Pembe kafaların selamı var" derseniz, herkes bizi tanır. :)
Ayrıca L'Ancienne Douane'in karşısında da meraklıları için Alsas bölgesinde Fransız devrimi öncesi ve sonrası yaşama dair eski dönem ev dizaynlarının bulunduğu Musée Alsacien (Alsatian Museum) bulunuyor (müze salı günleri kapalı, diğer günler 10:00-18:00 saatlerinde açık, giriş ücreti ise €6,5).
Müze olaylarına girmişken, eğer "zamanım bol, ilgimi de çeker, bol miktarda müze gezerim" diyorsanız, €12 karşılığında 1 gün geçerli, €18 karşılığında da 3 gün geçerli Museum Pass alabilirsiniz. Bu kart ile Alsatian Museum, Archaeological Museum, MAMCS, Museum of Decorative Arts, Museum of Fine Arts, Historical Museum, Museum Œuvre Notre Dame, Museum Tomi Ungerer ve Zoological Museum'u ücretsiz ziyaret edebilirsiniz (normalde her birinin girişi €6,5, MAMCS €7).
Şehir içi ulaşım için biz her ne kadar ihtiyaç olmadığını düşünsek de 3 kişiye kadar kullanabileceğiniz, ilk kullanımdan itibaren 24 saat geçerli biletin fiyatı €6,80. Yine 24 saat geçerli tek kişilik bilet €4,30. Tek kullanımlık bilet almak isterseniz araç içinden €2,00 karşılığında alabiliyorsunuz. Detaylı bilgi için
CTS'nin
(Compagnie des Transports Strasbourgeois) web sitesine
buradan ulaşabilirsiniz.
 |
| Strazburg sokakları |
 |
| Place de la Cathedrale |
Cathédrale Notre Dame'ı
(Notre Dame Katedrali) görmek üzere yola devam ederken geçtiğimiz sokaklarda gözlerimiz bayram etti. "Yeter ya daha iki adım gidemedik, her yerde dur, kafayı kaldır etrafa bak, fotoğraf çek, hiç mi çirkin bi' şey yok buralarda" diyerek katedralin önündeki meydan
Place de la Cathedrale ve yanındaki meydan
Place du Château'nun olduğu alana geldik.
 |
| Cathédrale Notre Dame (Notre Dame Katedrali) |
1176-1439 yılları arasında inşa edilen, 1600-1800’lü yıllarda 142m ile dünyanın en yüksek kilisesi unvanını taşıyan Notre Dame Katedrali şimdilerde bu konuda 6. sıradaymış. Bizde olsa kaçak kat çıkar, unvanımızı kimselere kaptırmazdık. :) Katedral pazartesiden cumartesiye 9:30-11:15 ve 14:00-17:45 saatleri ile pazar günleri sadece 13:00-17:45 saatleri arasında ücretsiz olarak ziyaret edilebiliyor. Haliyle yüksek bi' yer olunca para verip merdivenle çıkılmasa o kuleyi yıkarlar. :) Bunun da 332 basamağını azmedip çıkmak isterseniz 09:00-19:00 saatleri arasında €5 vererek yapabiliyorsunuz (evet yanlış duymadınız, bi' de üstüne para veriyorsunuz). :) Her ayın ilk pazar günü ücretsiz tırmanabilirsiniz.
 |
| L'horloge Astronomique |
 |
| Cathédrale Notre Dame |
Katedralin içi gayet güzel olmakla birlikte şüphesiz en dikkat çeken şey ise L'horloge Astronomique (Astronomik Saat).
 |
| Maison Kammerzell |
Katedral girişinin çaprazında da eski bir bina dikkatinizi çekecek. 1427 yılında yapılan, 1467 ve 1589 yıllarında restorasyon gören, şimdilerde restoran olarak kullanılan, Alman gotik tarzı mimariye sahip, şehrin ünlü yapılarından biri olan binanın adı Maison Kammerzell (The Kammerzell House). Akşama doğru karşısındaki hediyelik eşya dükkanları kapanınca daha da bi' güzel görünüyor. Binanın dış cephesindeki ahşap detaylar kesinlikle ilgi çekici.
Maison Kammerzell'in hemen yanında turist info noktası (en ayar olduğumuz şeyi yapıp haritayı para ile satıyorlar, sanırım €2 gibi bi' ücreti var, biz otelden aldığımız için ihtiyaç duymadık) bulunuyor.
 |
| Batorama tekneleri hava durumuna göre üstü açık ya da kapalı olarak tur yapabiliyor |
Turist info noktasının yanında da Strazburg'daki tekne turu olayını tekeli altına almış Batorama firmasının bilet ofisi bulunuyor. Biletinizi buradan alıp hemen 5 dk mesafedeki iskeleden teknelere binebiliyorsunuz. İki farklı turları var. Biri sadece Grande Île etrafında dolanıyor, 45dk sürüyor ve fiyatı €9,90. Bu tur günde bir sefer kış dönemi saat 11:00, yaz dönemi saat 11:30'da oluyor. Diğeri ise Grande Île etrafında dolanıp Avrupa Parlamentosuna kadar gidip geri dönüyor, 1 saat 10 dk sürüyor ve fiyatı €13,00. Bu tur gün içinde 15 ile 45 dakikalık periyotlar halinde oluyor. Eğer zaman kısıtlamanız varsa ve özellikle kısa turu seçecekseniz internetten bilet almanızda fayda var. Bizim gittiğimiz tarihte çok yoğun olmadığı için direkt bilet ofisinden kısa tura bilet almıştık. İnternet sitesinde hangi tarihte, hangi saatteki turda kaç koltuk kaldığına kadar yazıyor. İnternet sitesine buradan ulaşabilirsiniz. Tekneler hava durumuna göre genelde üstü açık oluyor, güneş koruyucu kullanmak isteyebilirsiniz. Ayrıca tekneye evcil hayvan kabul edilmediğini de belirtelim.
 |
| Palais Rohan |
Tekne turu yapmadan önce katedralin diğer tarafına geçip bi’ tarafı (Terrasse Rohan) kanala, diğer tarafı meydana bakan (Place du Château), barok mimariye sahip, şehrin ünlü binalarından biri olan, bünyesinde Musée des beaux-arts (Museum of Fine Arts), Musée des arts décoratifs (Museum of Decorative Arts) ve Musée Archéologique'i (Archaeological Museum) barındıran Palais Rohan'a (Rohan Sarayı) bi' göz attık (bu arada söz konusu müzeler salı günü hariç her gün 10:00-18:00 saatleri arasında açık ve her birinin giriş ücreti 6,5€).
 |
| Musée de l'Œuvre-Notre-Dame |
Palais Rohan'ın hemen yanında da orta çağ ve Rönesans dönemi eserlerini barındıran Musée de l'Œuvre-Notre-Dame bulunuyor (müze pazartesi günleri kapalı, diğer günler 10:00-18:00 saatlerinde açık, giriş ücreti ise €6,5).
Musée de l'Œuvre-Notre-Dame'ın yan tarafındaki merdivenlerin altında ücretsiz tuvalet var (çok önemli, tutmak zararlıymış). Pazartesiden cumartesiye 07:00-19:30, pazarları da 08:00-19:30 saatleri arasında açık. Kapalı olduğu saatlerde de başınızın çaresine bakın. Onu da biz mi düşüncez. :)
 |
| Ill Nehri tekne turundan manzaralar |
 |
| Batorama teknesi su seviyesinin yükseldiği bölüme girerken |
 |
| Teknenin olduğu bölmede su seviyesi yükselirken |
Tekne turumuzun saati yaklaşınca biz de Palais Rohan ve Musée de l'Œuvre-Notre-Dame'ın arasından Ill Nehri'nin kenarına geçerek teknemize bindik. Tekne turu ücretine audio guide da dahil. Türkçe dil seçeneği bulunmuyor ama İngilizce rehber seçeneği var (hem de en ağır aksanlısından). Tekne turu esnasında Grande Île kenarındaki onlarca yapı hakkında bilgi veriliyor. Gerçekten görsel olarak tatmin edici bir tur. Ancak turu asıl ilginç kılan kısım su seviyesinin farklı olmasından dolayı gidişte tekne kapalı bi' yerde beklerken su seviyesinin artırılıp teknenin yukarıya çekilmesi, dönüşte ise tam tersi bi' işlemle teknenin altındaki suyun boşaltılarak aşağıya çekilmesi. Yani tekne asansörde gibi bi' yukarı bi' aşağı inip çıkıyor. Bu da bizce ilginç ve tecrübe edilesi bi' olay. Tekne turu esnasında zaten yürüyerek de gezeceğiniz başta Petite France, Maison des Tanneurs ve Vauban Dam (Vauban Barajı) olmak üzere pek çok önemli noktayı göreceksiniz.
Eğer Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ni daha önce görmediyseniz uzun turu tercih edebilirsiniz. Beyaz yaka günlerimizde iş için gittiğimiz az sayıda yerden biri Strazburg olduğundan ve tarihi bölgeden çok zamanımızı Avrupa kurumlarının bulunduğu bölgede geçirdiğimizden dolayı biz kısa turu seçtik.
 |
| Flam's / Rue des Frères 29 |
Tekne turumuz bittikten sonra bi' miktar karnımızın acıktığını hissedip Alsas bölgesinde oldukça yaygın bi' yemek olan 'tarte flambe'yi denemek üzere seçtiğimiz mekan ise Fransa genelinde pek çok şubesi bulunan Flam's oldu. Flam's katedralin arka tarafında Rue des Frères 29 numarada bulunuyor. Tarte flambe, lavaş pizza ve lahmacun arasında kalmış, malzeme olarak pizzayı andıran ama domates yerine sour cream kullanılan, odun ateşinde pişen, Almanya'da da flammkuchen olarak bilinen bi' yemek çeşidi. Birimiz mantar ve soğanlı, diğerimiz ise şarküteri ihtiva eden, keçi peynirli ve ballı olanını seçtik. Öğlen saatlerinde gittiğimiz için istediğin flambe artı bi' içeceğin €7,20 olduğu menüden birer tane aldık. Aynı cadde üzerinde pek çok uygun fiyatlı öğlen yemeği alternatifi içeren mekanlar var ancak biz seçimimizden gayet memnun kaldık.
 |
| Place du Marché Gayot |
Rue des Frères üzerinde aradan girilen hoş bi' meydan var. Place du Marché Gayot isimli bu meydanda da tatlı bi' iki mekan var. Gençler oturup bi' şeyler yiyip içiyorlar. Bizim ilgimizi çekti, sizinkini de çekebilir. :)
 |
| Place Gutenberg |
 |
| Rue des Tonneliers |
 |
| Rue Mercière |
Karnımızı da doyurduktan sonra şehrin ünlü meydanlarından Place Gutenberg'e geçtik. Ortasında David d'Angers tarafından 1840 yılında yapılan, elinde "ve ışık oldu" anlamına gelen "et la lumière fut" yazılı parşömeni tutan Johannes Gensfleisch Gutenberg heykeli ile bir de atlı karınca bulunan bu meydanın başkaca bi' numarası yok. :) Ancak meydanın etrafında Strazburg'un en hareketli sokakları bulunuyor. Bunlardan Rue des Tonneliers akşam saatlerinde birbirinden şirin mekanları ile Place Gutenberg'den L'Ancienne Douane'e kadar uzanıyor. Aynı şekilde katedral meydanına giden kısa ama turistik Rue Mercière'de zaten kaçırmanızın pek mümkün olmadığı bi' sokak. Yine meydandan devam eden Rue Gutenberg'de şehrin en önemli sokaklarından biri olan Grand'Rue'ye bağlanıyor. Rue des Grandes Arcades isimli alışveriş caddesi de sizi doğruca şehrin ana meydanı olarak kabul edilen Place Kléber'e götürüyor. Bu arada araç ile gelenler için bu meydanın altında kocaman bir otopark olduğunu da belirtelim.
 |
| Église du Temple-Neuf |
Biz ilk etapta Rue des Grandes Arcades'ten Place Kléber'e doğru giderken sağ tarafta Rue des Dominicains isimli sokağa kafamızı uzattığımızda şehrin önemli dini yapılarından biri olan protestan kilisesi Église du Temple-Neuf ile karşılaştık.
 |
| Place Kléber |
Devam edip Place Kléber'e çıktığımızda meydanda 18. yüzyıldan kalma, 1928 yılında Theo Van Doesburg, Hans Jean Arp ve Sophie Taeuber-Arp tarafından avangard bir eğlence kompleksi olarak yeniden düzenlenen ve 2006 yılında restorasyon çalışması ardından yeniden ziyarete açılan Aubette 1928 ile karşılaştık (giriş ücretsiz, çarşambadan cumartesiye 14:00-18:00 saatleri arasında açık).
 |
| Place Kléber |
Place Kléber, Grande Île'de bulunan en geniş meydan. Meydanın ortasında buraya adını veren, 1800 yılında Kahire'de Mısırlı bir öğrenci tarafından suikaste uğrayarak yaşamını yitiren, Napolyon'un Mısır'dan ayrıldığında komutayı devrettiği Jean-Baptiste Kléber'in bir heykeli bulunuyor.
 |
| Église protestante Saint-Pierre le Jeune |
Place Kléber'den sonraki durağımız ise Église protestante Saint-Pierre le Jeune (protestan kilisesi) oldu. Ziyaret etmeden önce resmi sitesinde bulunan açıklamaları (buradan ulaşabilirsiniz) yanınıza alırsanız, bizim gibi "aaaa bu da ne ki?" demeden güzel güzel gezebilirsiniz. :)
Kiliseyi şöyle bi' kolaçan edip içinde bi' miktar serinledikten sonra Hôtel de Ville'e doğru devam ettik. "Hotel" kelimesi geçiyor diye kafanız karışmasın. Biz de Fransız şehirlerine ilk ziyaretlerimizde "ne entersan otelmiş burası" diye cehaletle bakınırken sonrasında aslında Hôtel de Ville'in belediye binası olduğu gerçeği ile yüzleşmiştik. :)
 |
| Hôtel de Ville / Place Broglie |
 |
| Opéra national du Rhin / Place Broglie |
Hôtel de Ville'in bulunduğu ince uzun meydanın adı Place Broglie. Meydanın sonunda da şehrin opera binası Opéra national du Rhin bulunuyor.
 |
| Fontaine de Janus |
 |
| Place de la République |
Place de la République'in etrafında Palais du Rhin (Ren Sarayı), Bibliothèque nationale et universitaire de Strasbourg (Strazburg Üniversite ve Milli Kütüphanesi), TNS - Théâtre National de Strasbourg (Strazburg Ulusal Tiyatrosu) ve Musée Tomi Ungerer - Centre international de l'illustration (Tomi Ungerer Müzesi - Uluslararası İllüstrasyon Merkezi) bulunuyor.
Meraklısı için Fransız illüstratör ve yazar olan, genelde çok sevilen çocuk kitaplarının yanı sıra tartışmalı bi' şekilde yetişkinlere yönelik erotik edebiyat eserleri sunan Jean-Thomas "Tomi" Ungerer'in 2007 yılında müze olarak dizayn edilen ve içinde sanatçıya ait 11.000 çizim ve 6.000 oyuncağın sergilendiği evi Musée Tomi Ungerer - Centre international de l'illustration 10:00-18:00 arası 6,5€ karşılığında ziyaret edilebiliyor (salı günleri kapalı).
 |
| Palais du Rhin |
Alman Neo-Rönesans stilinde inşa edilen eski imparatorluk sarayı Palais du Rhin'e baktıktan sonra artık görmek için sabretmekte zorlandığımız Petite France'a doğru gitmeye karara verdik.
Strazburg'a bir gün ayırdığımız için bu civarda bulunan ve es geçtiğimiz görülesi noktalar ise şunlar:
- Kütüphane ve tiyatronun arka tarafından Pont d'Auvergne isimli köprüyü geçtikten sonra ulaşılan Jardin du Palais Universitaire. Park içinde yok yok. Musée Adolf-Michaelis (Klasik Arkeoloji Estitüsünün koleksiyonunu barındıran bir müze), Musée de Minéralogie (Mineraloji Müzesi), Musée de Sismologie et de Magnétisme Terrestre (Sismoloji Müzesi), Musée Zoologique de la Ville (Zooloji Müzesi), Observatoire astronomique (Astronomik Gözlemevi) ve Planétarium (Planetaryum) bu parkın içinde. Bu arada parkın güneyinde de Université de Strasbourg (Strazburg Üniversitesi) bulunuyor. Ayrıca parka giderken Pont d'Auvergne üzerindeki kilise Église réformée Saint-Paul da görülmeye değer.
- Place de la République’in kuzeyindeki Parc du Contades ve içinde bulunan Synagogue de la Paix (Barış Sinegogu).
- Tabii ki Avrupa kurumlarının olduğu bölgedeki Parlement Européen (Avrupa Parlamentosu), Conseil de l'Europe (Avrupa Konseyi) ve Cour européenne des droits de l'Homme (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi).
- Avrupa Konseyi'nin bitişiğinde yer alan, içinde küçük bir göl, çok tatlı yapılar ve hayvanat bahçesi barındıran, gitmesek de görmesek de bizce şehrin en güzel yeşil alanı Parc de l'Orangerie.
 |
| Ill Nehri |
 |
| Église catholique Saint-Pierre-le-Jeune |
Tüm bu yerlerin bazılarını daha önce gördüğümüzden, bazılarını da zaman kaygısı ile es geçerek Place de la République’ten tekrar tarihi şehir sınırlarına girdik. Yol üzerinde daha önce protestan versiyonunu gördüğümüz Église catholique Saint-Pierre-le-Jeune'a (katolik kilisesi) uğrayıp biraz serinledik. N'apalım? Mum yakıp dua mı etseydik? :)
 |
| Petite France çevresi - Maison des Tanneurs / Rue du Bain-aux-Plantes |
 |
| Petite France & Maison des Tanneurs |
 |
| Petite France |
 |
| Petite France'dan Place Benjamin Zix manzarası |
 |
| Petite France |
 |
| Petite France'dan Place Benjamin Zix manzarası |
 |
| Rue des Moulins / Petite France |
Ardından Strazburg denince akla ilk gelen yer olan Petite France'ı karşıdan gören meydan Place Benjamin Zix'e ulaştık. Daha önce tekne ile geçerken görmüş olsak da tüm güzelliğiyle Ill Nehri'nin aralarından geçtiği üç kara parçasından oluşan Petite France ile şehrin sembol binalarından biri olan ve şimdilerde restoran olarak kullanılan ünlü Maison des Tanneurs'a uzun uzun bakmak paha biçilemezdi. Ters ışıkmış, Asyalı turistmiş demeden biz de çılgınca her yerin fotoğrafını çekmeye başladık.
 |
| Pont Saint-Martin |
 |
| Pont Saint-Martin'den Ill Nehri manzarası |
Petite France'a geçmek için Pont Saint-Martin isimli köprüyü kullanabilirsiniz. Köprünün devamında Rue des Moulins'dan devam ederseniz yolun bittiği yerden sağa döndüğünüzde tekrar Maison des Tanneurs'a çıkabilirsiniz.
O civarda biraz dolaşıp Petite France'ı batıdan kesen ve Strazburg'un en ünlü köprüsü olan Ponts Couverts'e gittik. Burada kanal kenarındaki Au Petit Bois Vert isimli restoranda ağaç gölgesi altında çok güzel bi' masa bulup bira ve kahve yapalım (Grizu dinlerdik be eskiden) dedik. Ancak söylemeden geçemeyeceğimiz bi' şey var. Strazburg'da denediğimiz yaklaşık 10 farklı cappuccino sonucu vardığımız sonuç şu ki bu insanlar cappuccino yapmayı bilmiyor. :) Kesinlikle yiyecek ve içecek alanında bi' gurme olmasak da seyahat eden ve kahveye düşkün insanlar olarak Strazburg'un bizi bu konuda hayal kırıklığına uğrattığını net olarak söyleyebiliriz. Hani nerde bu Fransızların kahve & kruvasan keyfi? :) Yani bira için arkadaşlar, bira iyidir. :)
 |
| Vauban Dam'ın içi |
 |
| Vauban Dam'dan Ponts Couverts manzarası |
Ponts Couverts'in karşısında yer alan 1690 yılında inşa edilen Vauban Dam'ın (Vauban Barajı) muhteşem bir manzaraya sahip olduğunu bildiğimizden fazla vakit kaybetmeden terasına çıktık. Vauban Dam'ın alt kısmında bazı heykeller ve zor durumda olanlar için de ücretsiz tuvalet bulunuyor. :) Merdivenlerden yukarı çıktığınızda da kanal ağını çok güzel göreceğiniz muhteşem bir Ponts Couverts ve Petite France manzarası ile karşılaşıyorsunuz (bu arada Vauvan Dam'ın hafta içi 10:00-19:30, hafta sonu ise 09:30-20:00 saatleri arasında açık ve ücretsiz olduğunu belirtelim). Manzaraya arkanızı döndüğünüzde ise MAMCS - Musée d'art moderne et contemporain'ı (Modern ve Çağdaş Sanat Müzesi) göreceksiniz. Giriş ücretinin €7,00 olduğu müze salı günleri kapalı, diğer günler ise 10:00-18:00 saatleri arasında açık.
Bu arada MAMCS - Musée d'art moderne et contemporain'ın olduğu tarafta ilginç de bir müze bulunuyor. Château Musée Vodou (VooDoo Museum) çeşitli tılsımlar, büyülü nesneler, ayinlerde kullanılan kostüm ve maskelerden oluşan yaklaşık 1.000 parçalık bir koleksiyona sahip. Müzenin giriş ücreti €14 ve çarşambadan pazara 14:00-18:00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.
 |
| Église luthérienne Saint-Thomas |
Manzarayı seyrettikten sonra yakınlardaki Église luthérienne Saint-Thomas'a (luteryen kilisesi) uğradık.
 |
| Gece Petite France çevresi |
Akşam saatlerinde yeniden Petite France ve katedral bölgesinde dolaştık. Hava tamamen karardıktan sonra gençlerin takıldığı sokak Rue d'Austerlitz ve sokağın çıktığı meydan Place d'Austerlitz'te vakit geçirip otelimize döndük.
Strazburg, Alsas şarap yolu seyahati planlayacaklar için harika bir başlangıç noktası. Bölgede araç kiralama yöntemi ile gezmek oldukça popüler bir seçenek. Ancak yurt dışında araç kiralama ile ilgili olarak geçmişte yaşadığımız kötü tecrübeler nedeni ile kiralama olayı bizim için seçenek olmaktan çıkıyor.
 |
| Gare de Strasbourg |
Strazburg'un tren garı Gare de Strasbourg oldukça büyük. Biz Colmar ve Obernai'ye giderken treni kullandık.
Otobüsler ise genelde Parc de l'Étoile'den hareket ediyor. Otobüs seçeneğini Freiburg im Breisgau ve Heidelberg'e giderken kullandık. Ayrıca Köln'den Strazburg'a geldiğimizde de burada inmiştik.
Üç gece kaldığımız Strazburg'da günübirlik yaptığımız seyahatlerde çok geç döndüğümüz için sadece Strazburg'a ayırdığımız gün içinde şehri gezme imkanımız oldu. Bizce bu şehir kesinlikle 2 gün vakit ayırmayı hak ediyor.
Meraklısı için bi' iki detay da verelim. Her çarşamba ve cumartesi günleri 07:00-16:00 saatleri arasında Place de l'Étal ve Rue de la Douane'da bit pazarı kuruluyor.
Ayrıca her salı, çarşamba ve cumartesi günleri 09:00-18:00 saatleri arasında Place Gutenberg, Place Kléber ve Rue des Hallebardes'da da kitap satılan tezgahlar açılıyor.
Biz 3 günlük Strazburg maceramız kapsamında Colmar, Obernai ve Freiburg im Breisgau gibi yerleri de görme şansı yakaladık. Ancak 2 gün Strazburg, 2 gün de Colmar'da konaklama yaparak bölge rahat rahat gezilebilir. Vakit sıkıntısı olmayanlar için Strazburg'a gelmişken Obernai, Ribeauville, Riquewihr, Kaysersberg, Colmar ve Eguisheim mutlaka ziyaret edilmeli. Hatta İsviçre'ye kadar inip Basel'i görmek mümkün. Bizim gibi Ren Nehri'nin Almanya tarafına geçip Freiburg'u görmek de bir diğer seçenek. Zaman sizin, plan sizin... :)
Au Revoir Strasbourg...
Sabah Almanya'nın masal kentlerinden Heidelberg'e gitmek üzere yola çıkarken kalbimizin bi' köşesinde yer edinen, gözümüzde Fransa'nın değerini daha da artıran, biraz Alman, biraz Fransız, şirin mi şirin evleri, huzur veren atmosferi ile Alsas bölgesinin incisi Strazburg'a zor da olsa veda ettik.
___________
Tatil Delileri
Ne kadar güzel bir yer .. Sahi siz buradan nasıl dönebildiniz =) insan dönemez buradan..
YanıtlaSilYeni rotalar olunca önümüzde motivasyon da bitmiyor. :) Dönmek sıkıntı değil de, çok gidelim, hep gidelim istiyor insan. :)
Sil10 Ekimde burada olacaz.. Notlarınızı çalarak işe başladık =)
SilSizin için Colmar'ı da yetiştiririz o tarihe. :) İyi eğlenceler şimdiden...
Sil