ANNE BEN BLOGGER OLDUM (1.BÖLÜM)

Tatil Delileri > Vesaire


ANNE BEN BLOGGER OLDUM (1. BÖLÜM)


Yıllardır kendi çapımızda geziyoruz. Gezerken de internetteki yerli ve yabancı pek çok kaynaktan faydalanıyoruz. Bi' gün dedik ki: 

"Biz de geziyoruz, kendi halimizde bi' şeyler de yazıyoruz, o halde ne duruyoruz? Komşu Ayşe teyzenin oğlu Eniscan'ın bile bir blogu var, neden bizim yok?" 

Sonra bu işi yapan çok saygıdeğer arkadaşlara sorduk... "Bu alem bildiğin gibi değil yeğen, sizi burada harcarlar" dediler. "Elinizi ayağınızı öpelim abi öğretin bize raconu, biz de blogger olmak istiyoruz" dedik, onlar da çok değerli sırlarını bizimle paylaştılar. 

İYİ BİR BLOGGER YA DA INSTAGRAM FENOMENİ OLMAK İÇİN YAPMANIZ GEREKENLER:


1) En az bir tane fotoğraftaki gibi bir graffiti bulup duvarla aranızda bi' şey varmışçasına tuhaf pozlar verin (duvarla gereğinden fazla yakınlaşmayın, deli mi bu diye sağdan soldan bakıyorlar). 

2) Yediğiniz yemek salça ekmek bile olsa onu öyle bi' anlatın ki herkes dünyanın en güzel şeyini yediğinizi düşünsün (Floransa’da lampredetto diye bi' şey yedik, halen onu tavsiye eden ve yere göğe sığdıramayan bloggerı saygı ile anıyoruz). 

3) Mutlaka yukarıdan çekilmiş, ısırılmış elma logolu bir elektronik cihaz, fotoğraf makinesi, parmak arası terlik, harita, pasaport ve uçak biletinden oluşan bir kompozisyona sahip fotoğrafınız olsun, yoksa asla ciddiye alınmazsınız. 

4) Instagram hesabınızda yaptığınız her şeyi story ile adım adım anlatın, en az on yüz bin tane story olsun ki insanlar sadece sizi görsün. 

Örneğin çişiniz mi geldi? 
  • Önce bunu belirtin..
  • Sonra kapağı kapalı klozeti çekin.
  • Ardından kapağı açıp çekin.
  • Sonra işinizi görün, neticeyi yine çekin.
  • Son olarak sifonu da çekin ve mümkünse bunu Boomerang olarak yayınlayın.


5) Gittiğiniz yeri beğenmeseniz bile harikaymış, çok eğleniyormuşsunuz gibi yapın. İnsanlar "Vay arkadaş, bunlarınki de hayatsa bizimki ne?" desin. Mesela fotoğraftaki yer Malta Rabat'ta bulunan Domus Romana. Bizce tam bir zaman kaybı ve kesinlikle kimselere tavsiye etmeyiz. Ama profesyonellik neyi gerektiriyorsa onu yapmışız, adeta dünyadaki en mutlu insanlar bizleriz o anda.

6) İyi bir blogger mutlak kahve bağımlısıdır. Yok efendim çaymış, Türk kahvesiymiş öyle fakir içeceklerine asla rağbet etmez. İçtiği kahvenin "Machupiccino, Karamel Çükübiyato, Alessandro Del Piero" gibi havalı isimleri olur. Üçüncü dalga kahve merakı olmayan blogger ile ancak dalga geçilir. Ayrıca ahşap masa ya da sehpa üzerinde yukarıdan çekilmiş kahve, dergi, kozalak ve kuru yaprak kompozisyonlu fotoğraf bu işin olmazsa olmazdır. 

7) Hedef kitlenize göre ya en ucuz gezen olun, ya da lüksün dibine vurun. Asla bizim gibi arada kalmayın çünkü bu normal bir durum... Avrupa'da geceliği €100'ya otelde kalıp €10'ya hostelde kalıyormuş gibi yapan mı ararsınız, 50TL'ye bindiği Foça tekne turunda evden getirdiği kadehin içinde üç harfli indirim marketlerinden aldığı buzlu çay, karbonat vb. bileşenleri karıştırıp şampanya süsü vermek suretiyle "lüks yatımızda Pelinsu ile çılgınlar gibi eğleniyoruz" imajı veren mi? Acı ama her ikisi de gerçek. 

8) Yurtdışında Türk görünce asla yüz vermeyin. Türk olduğunuzu belli etmeyin. Hatta storyde ağzınızı yaya yaya "yaaağ burağdağda her yerdeea Türk vaağr" diyerek, "nerde o eski Roma, ben buranın 10 sene önceki halini de bilirim" triplerine girin. Çünkü siz uzaydan geldiniz, orayı görmeyi sadece siz hak ediyosunuz. Çünkü siz havalı birer bloggersınız. Onlarsa sadece pis turistler. 


9) Eksantrik bi' hobiniz olsun. Farklı bir şeyle uğraşın. Curling, kürek sporu, kitesurf filan hep olur. Müzisyenlik ve yoga sayılmaz artık, herkes yapıyor. Mesela biz bu açığımızı kapatmak için fotoğrafta da gördüğünüz "Tahta Bacakla Yürüyiring Sporu" Türkiye Milli Takımına girmeye çalışıyoruz. Bi' tek biz yaparsak daha havalı olabilir. 

10) Yerel gibi gezin. Yapamıyorsanız da öyle bir imaj verin. Çünkü turistik yerleri gezmek "out", kimsenin bilmediği yerleri keşfetmek "in". Açın Google haritaları. Şehrin merkezine çok uzak, kimsenin gidemeyeceği bir nokta seçin. Sonra oraya övgüleri yağdırın. "Şehrin yükselen değeri", "lokal gibi takılmak için doğru adres", "şehrin en hipster bölgesi" gibi tanımlamalarla iyice pazarlayın. Merak etmeyin kimse gitmez. Gitse bile daha önce 5. maddede bahsettiğimiz durumdan dolayı kimseye itiraf edemez berbat bir yer olduğunu. Nur topu gibi popüler bir destinasyon yaratmış olursunuz. 


11) Kesinlikle karizmatik olun! Kadın bloggerlar dudaklarını büzüp hem yerim hem gezerim hem ... (neyse, o kadar girmeyelim) imajı versin. Güzel giyinsin, makyaj çok önemli. Saçlar dağınık, uykudan yeni kalkmış görünümlü ama makyajdan da taviz verilmemiş dudak ısırmalı pozunuz yoksa bu işi unutun. Erkek bloggerlar derhal vücuda yatırım yapsın. Bi' de ananas desenli askılı t-shirt giydiyseniz işlem tamam. Tabii ki her blogger güzel ya da yakışıklı olacak değil. O zaman da komik olun, sempatik olun. Böyle heykellerle şapşik pozlar vermeler, bi' tespitler, bi' şakalar. Karizmatik olmak zor geldiği için biz buradan yürüyoruz. 

12) İyi bir blogger asla yediği yemeğe, kaldığı otele para vermez. Hatta üstüne story, fotoğraf filan yayınlamak için para alır. En kötü girer mekana, kabus gibi çöker, yer, içer, talan eder ve gider. Her şey takipçiler için. Tabii ki bunları yapmak için hatırı sayılır bir takipçi gerekir. Kiloyla satıyorlar onu da. "Ver abicim oradan 50.000 takipçi" diyorsun, hooop "anne ben fenomen oldum". Ama her şey bi' yana parasını kendiniz bile verseniz "bizi ağırlayan x otele çok teşekkürler" filan deyin ki millet de "vaaaay arkadaş, aşmış bunlar, insanlar çağırıp misafir ediyor" desin. Tesise çok ağlarsanız belki bir miktar indirim yaparlar. 

13) Yalnız gezgin her zaman daha çok prim yapar. Eşinle, sevgilinle mi gidiyosun? Sakın! Sonra bizim gibi sıradan olursun. Sen artık topluma MAL olmuş bir bloggersın. Nasıl popstarlar ilişkilerini saklıyor, sen de öyle yap. Çünkü senin yalnız fotoğraflarına bakan pek çok insan "ahhh be ben de şimdi bununla oralarda olaydım, hem gezeydim hem...." diyecek. 

14) Daha ilkokul yıllarında başlayan, çalışkanlar çalışkanlarla, tembeller tembellerle arkadaş olur kuralı blog dünyasında daha agresif olarak uygulanmaktadır. İyi bir bloggerın asla normal arkadaşı yoktur. Tüm arkadaşları diğer havalı bloggerlardır. Bu arkadaşlar grup halinde daha da bi' bloggerdır. Bizim gibi her meslekten her türlü yurdum insanı ile arkadaşsanız işiniz zor. Hepsiyle selamı sabahı kesin. Yeni blogger arkadaşlar edinin. Eğer çocukluktan beri görüştüğünüz vazgeçmeyeceğiniz arkadaşlarınız varsa hemen bir blog açmasını sağlayın. Makyaj, seyahat, yemek hepsi olur. Hiç birini yapamıyorsanız da en azından gizli gizli görüşün. 

15) İyi bir blogger popüler yerleri asla es geçmez. Mesela bu yıl Lavanta Kokulu Köy ve Salda Gölü'nde boy göstermediyseniz asla 100k takipçili "Gezgin Çükübik", "Sosyal Sosisli", "Herşeyi Yedimcan" ya da "Cansugül'ün Güzellik Sırları" gibi bir hesaba sahip olamazsınız. Selimiye ve Delikli Koy'a mı gittiniz? O geçen sezondu canım, sizi outlet bloggerların bulunduğu reyona alalım hemen. 

16) Eğer profilinizde elde tutulan çay bardağı, kahve, dondurma, waffle, pamuk şeker, simit vb. ile onun arkasında da güzel bir manzara bulunan fotoğrafınız yoksa hemen telefonu kapatıp çöpe atın. Sizin devriniz ICQ, MSN ve mIRC ile kapandı. Masaüstü bilgisayarın başına geçip Facebook'ta komikli paylaşımlar yapın (neyse ki zamanında bi' kahveli, bi' dondurmalı çekip atmışız kenara, yoksa biz de sürgün yiyecektik).

DEVAM EDECEK... :)

__________
Tatil Delileri



Yorumlar

Yorum Gönder

POPÜLER YAYINLAR